DEPREMDEN ZARAR GÖREN İŞÇİLERİN
SAHİP OLDUĞU HAKLAR HAKKINDA HUKUKİ BİLGİLENDİRME METNİ
Yapılan bu çalışma doğrultusunda 06.02.2023 tarihinde Kahramanmaraş ili Pazarcık ilçesinde meydana gelen ve on ili de etkileyen deprem sonrası vatandaşlarımıza profesyonel hukuki hizmet verilmesi amaçlanmaktadır. Depremden etkilenen vatandaşların ceza hukuku, özel hukuk ve idare hukuku yönünde başvurabilecekleri yollara ilişkin alacakları hukuki hizmetler öncesi bilgi sahibi olunması için hazırlanmıştır;
İŞ HUKUKU DAVALARI YÖNÜNDEN İŞÇİLER VE İŞVERENLERİN HAKLARI;
Kıdem Tazminatı
4857 sayılı Kanun’un 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca, deprem sonucu yaşamını yitiren işçinin yasal mirasçılarının, mirasçı olduklarını belgeleyerek, işverenden kıdem tazminatını isteme hakkı vardır.
Kıdem tazminatına hak kazanılması için, işçinin en az bir (1) yıllık kıdeminin olması gerekir. Bir yıllık sürenin hesabına işe başlanan gün ile işten çıkarılan gün dahil edilir. Yine, çalışma süresinin hesabında, aynı işyerinde birden fazla işveren bünyesindeki ya da aynı işveren bünyesinde birden fazla işyerlerindeki çalışmalar birleştirilir.
Kıdem tazminatının işverene yapılacak başvuru üzerine hemen ödenmesi gerekir. Ödemede gecikilen süre için bankalarca TL mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden faiz istenmeli ve hesaplanmalıdır.
Hemen ödenmesi gereken bu tazminatın ödenmemesi durumunda, ölen işçinin yasal mirasçılarının, noterden veya sulh hukuk mahkemesinden veraset ilamı çıkarttıktan sonra en yakın adliye Arabuluculuk Bürosuna başvuru yaparak işveren ile arabuluculuk görüşmesi sürecini başlatabilirler.
Alt işverenlik (taşeronluk) ilişkisi varsa, asıl ve alt işveren ortaklaşa (müşterek ve müteselsil) sorumludur. Kamu kurumlarında çalışan işçinin, alt işveren işçisi de olsa, kıdem tazminatının ödenmesinden doğrudan ilgili kamu kurumu sorumludur.
Yapılacak arabuluculuk görüşmesinde anlaşma olmazsa arabuluculuk tutanağı da eklenerek işverenin yerleşim yeri ya da işçinin çalıştığı yerdeki İş Mahkemesine başvurmak sureti ile, çalışılan her tam yıl ve yıldan artan süreler için, otuz (30) günlük brüt ücret üzerinden hesaplanacak kıdem tazminatını, gecikilen süre için en yüksek mevduat faiziyle birlikte talep ve dava etmeleri gerekmektedir.
Kıdem tazminatı, işçinin vefatı tarihinden itibaren beş (5) yıl içerisinde istenebilir. Arabuluculukta geçen süre bu beş yıllık zamanaşımı süresinden mahsup edilir. Kıdem tazminatı işçinin son giydirilmiş brüt aylık ücretine göre hesaplanır. İşçinin her bir yıl çalışması için (toplu iş sözleşmelerinde ya da bireysel iş sözleşmesinde bunun üzerinde bir süre öngörülmemişse) bir aylık giydirilmiş brüt ücret tutarı üzerinden kıdem tazminatı hesaplanır, bir yıldan artan süreler için de kıdem tazminatı oranlama yoluyla hesaplanır.
Yıllık İzin Ücreti Alacağı
Bir tam yıl çalışma süresini doldurmuş olan işçinin her bir tam yıl için, kıdem süresine göre hak kazandığı yıllık ücretli izin sürelerinden kullanılmamış süreler varsa, iş akdi hangi sebeple sona ermiş olursa olsun(depremde vefat eden ya da vefat etmese de hiçbir sebep göstermeden istifa etmek suretiyle iş akdini feshetmesi hâli de dahil) kullanılmamış bu yıllık izin sürelerine ait ücretler de talep edilebilir.
Yıllık izin süresi (toplu iş sözleşmelerinde ya da bireysel iş sözleşmesinde bunun üzerinde bir süre öngörülmemişse) 18 yaşından büyük, 50 yaşından küçük işçiler için ilk beş (5) yılda her bir tam yıl için on dört (14) gündür. 18 yaşından küçük ve 50 yaşından büyük işçilerin yıllık izin süresi yirmi (20) günden az olamaz. Yıllık izin ücreti işçinin son temel ücreti üzerinden hesaplanır.
Ücret Ve Ücret Benzeri Diğer İşçilik Hakları
İşçinin vefatından önceki çalışmasının karşılığı olan ücretleri, fazla çalışma ücretleri, hafta tatili, bayram ve genel tatillerdeki çalışmalarına ait ücretleri, prim, ikramiye, ilave tediye ödemesi vb. parayla ölçülebilen hakları işverenden talep edilebilir.
Belirtilen alacaklar için de öncelikle dava şartı arabuluculuk başvurusun da bulunulması ve anlaşma sağlanamadığı taktirde alacakların tahsili için İş Mahkemesinde dava açılması gerekir.
İşin Durması Nedeniyle Tazminat Ve İşçilik Hakları
Deprem sonucu işçinin çalıştığı işyerinde, bir haftadan fazla süre ile işin durması hâlinde; sağ kalan işçinin iş akdini bildirimsiz olarak feshetmek ve kıdem tazminatı ile çalışılamayan bir haftalık sürenin her bir günü için yarım ücret istemek hakkı vardır. Ayrıca, çalışılamayan bir haftalık sürenin her bir günü için de yarım ücret isteme hakkı bulunmaktadır.
Kanunun verdiği bütün bu hakların işveren tarafından ödenmemesi durumunda; işverenin bulunduğu yerdeki İş Mahkemesinde dava açmak yoluna gidilmesi ve yine deprem nedeni ile işin aralıksız bir haftadan çok tatil edilmesi nedeni ile işçinin çalışmadan geçirdiği zamanın, yeniden işe başlanması koşulu ile yıllık ücretli izin hakkının hesabında çalışılmış gibi sayılması gerekir.
İşçinin depremde yaralanması durumunda, işverenin işçinin iş sözleşmesini tazminatsız feshetme hakkı bulunmamaktadır. Rapor bildirimi işverenliğe yapıldıktan sonra ücreti SGK tarafından PTT kanalıyla ödenir. İşveren ancak rapor süresi ihbar süresini altı (6) hafta geçerse kıdem tazminatı ödeyerek işçinin iş sözleşmesini feshedebilir.
İşyerinde Çalışmakta İken Depreme Maruz Kalan İşçilerin Hukuki Durumu Durması Nedeniyle Tazminat Ve İşçilik Hakları – İş Kazası
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13. maddesine göre, başta “işçinin işyerinde bulunduğu sırada uğradığı bedensel ve ruhsal zararlar” olmak üzere hangi durumların iş kazası sayılacağı belirtilmiştir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 3/g maddesi uyarınca iş kazası “İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olay” olarak tanımlanmıştır.
Bu tanımlardan hareketle işçinin işyerinde bulunduğu her durumda ve ayrıca işyeri sınırları dışında olması hâlinde de işin yürütümüyle ilgili olduğu herhangi bir durumda deprem nedeniyle ölmesi veya vücut bütünlüğünde ruhen ya da bedenen engelli bir hale gelmesi Kanun’da yer alan tanım uyarınca iş kazası olarak kabul edilmesi gerekir.
Deprem nedeniyle de olsa iş kazası kapsamına girdiğinden tüm tedavi masrafları SGK tarafından karşılanacaktır.
İşyerinde bulunduğu anda veya işin yürütümü esnasında depreme maruz kalan ve %10 ve üzeri meslekte kazama gücü kaybına uğrayan çalışanın SGK’dan sürekli iş görmezlik ödeneği alma hakkı bulunmaktadır.
İşçi vefat etti ise, vefat eden işçinin SSK (4/1-A) sigortalısı olması hâlinde, her türlü borçlanma süreleri hariç en az beş (5) yıldan beri sigortalı bulunması ve toplam dokuz yüz (900) gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması şartlarının yerine gelmiş olması koşulu ile; işçinin eşine, 25 yaşından küçük çalışmayan çocuklarına, ana ve babalarına ölüm aylığı bağlanabilmektedir.
Depremde işyerinde vefat ve yaralanma hâlinde işverenin kusurunun da olması hâlinde, yaralanan işçinin ve vefat işçi yakınlarının maddi ve manevi tazminat talep etme hakları bulunmaktadır. Bu hâllerde işverenden talep edilecek tazminatlar için zamanaşımı asgari on (10) yıldır.
İş kazasında yaralanma ve ölümlerde, arabuluculuk sürecine başvurmak zorunlu olmayıp dava şartı değildir. Ancak gerek ihtiyari gerekse zorunlu arabuluculuk başvuruları sonucunda düzenlenen arabuluculuk anlaşma metinlerinin bir mahkeme kararı gibi hüküm ifade edeceği; arabuluculukta anlaşma sonrasında, artık aynı konularda başkaca bir talebin ileri sürülemeyeceği ve dava açılamayacağı önemle göz önünde bulundurulmalıdır.
Ölüm Tazminatı (Vefat Eden İşçi)
Borçlar Kanunu’nun 440. maddesi gereğince, işveren, işçinin sağ kalan eşine ve ergin olmayan çocuklarına, bunlar yoksa bakmakla yükümlü olduğu kişilere, en az bir (1) aylık; hizmet ilişkisi beş (5) yıldan uzun bir süre devam etmişse, iki (2) aylık ücret tutarında bir ödeme yapmakla yükümlüdür.
Bir aylık ölüm tazminatının ödenmesi için, işçinin en az bir yıl süreyle çalışmış olması şartı yoktur, işçinin bir gün dahi olsa işyerinde çalışmış olması yeterlidir. İş sözleşmesinin türü (belirli süreli/belirsiz süreli, kısmi süreli/tam süreli vb) ölüm tazminatı istenebilmesi bakımından önem taşımaz.
Ödemenin vefat tarihinden itibaren hemen yapılması gerekir. Ölüm tazminatı ve kıdem tazminatı birlikte talep edilemez, diğer bir deyişler, kıdem tazminatı istenebilen hâllerde ölüm tazminatı istenemez.
Cenaze Yardımı (Sigorta)
Kendisi için en az üç yüz altmış (360) gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş iken vefat eden sigortalının hak sahiplerine cenaze yardımı verilir.
Cenaze ödeneği, sırasıyla, sigortalının eşine, yoksa çocuklarına, o da yoksa ana babasına, onlar da yoksa kardeşlerine verilir.
İşverenin Yasal Hakları
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/III. maddesi uyarınca “Zorunlu Hâller” kapsamında, işverenin işçiye önceden bildirimde bulunmaksızın iş akdini feshetme imkânı bulunmaktadır. Ancak bu hâllerde işveren, işçiye kıdemine göre hak kazanacağı kıdem tazminatını ödemek zorundadır.
Buna göre, işveren işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması hâlinde iş akdini tek taraflı olarak feshedebilir.
Yine, işçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun sağlık kurulunca saptanması durumunda İşçinin hastalık ve iş kazası (depremde yaralanma – tedavi süreci) sebebiyle çalışamadığı sürenin, işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17.maddedeki bildirim sürelerini altı (6) hafta aşmasından sonra, işverenin tek taraflı olarak bildirimsiz feshetme hakkı doğar.
İşçinin iş sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle işine gidemediği süreler için ücret işlemez.
Vatandaşlarımızın yaralarını sarmak noktasında faydalı olması dileğiyle…
Bu metnin hazırlanmasında TBB resmi internet sitesinde yer alan “DEPREMZEDELER İÇİN HUKUK REHBERİ” isimli çalışmadan yararlanılmıştır.
Av.Hasan Ertuğrul BİNGÖL